Duygusal Yeme

Duygusal Yeme Nedir?

Duygusal yeme öğrenilmiş bir davranıştır. Yani, bu alışkanlığa doğuştan sahip değiliz, zaman içinde çevremizden öğreniriz. Bu öğrenme sürecinde, kültürel faktörler ve çocukluk deneyimleri de etkili olabilir. Meme emme döneminden başlayıp ağlayan çocuğa şeker vermekle, filmlerde dizilerde görülen ve genellikle üzüntülü anlarda kaşıklanan nutella veya dondurma ile öğrenmeye devam ettiğimiz uzun bir sürecin sonucudur aslında. Aslında herkesin deneyimlediği bir durumdur ve daha geniş bir pencereden bakacak olursak özel günlerde yenilen, kimi zaman çocukluktan kalan ve güzel anılara eşlik etmiş yemekleri yemeyi de kapsayabilir. Bu yeme davranışları kontrollü olduğu sürece normaldir. Bu yüzden duygusal yeme tek başına bir yeme bozukluğu değildir; ancak zamanla düzensiz yeme alışkanlıkları yeme bozukluklarının gelişimine katkıda bulunabilir. Bu öğrenilen ve sık sık tekrar edilen davranış, zamanla otomatikleşir ve yetişkinlik döneminde duygusal durumlarımızı anlamadan direkt belli yiyeceklere yönelmemize neden olabilir. Bu genellikle kalori yoğunluğu yüksek olan yiyeceklerdir, çünkü bu tür yiyecekler beynimizde dopamin ve serotonin gibi mutluluk hormonlarını tetikler. Duygusal olarak yeme, iş stresi, mali sorunlar, sağlık sorunları veya ilişki zorlukları gibi dış faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Ayrıca, kısıtlayıcı diyetler uygulayan veya geçmişte diyet deneyimleri olan kişilerde bu davranışın daha yaygın olduğu görülmektedir. İç faktör olarak farkındalık eksikliği, duygu düzensizliği ve duyguyu yönetememe durumu şeklinde örneklendirilebilir.

Duygusal Yeme Nasıl Ayırt Edilir?

Fiziksel açlık, vücudumuzun enerji ihtiyacını karşılamak adına gönderdiği doğal bir sinyaldir. Bu sinyaller, mide guruldaması, enerji düşmesi, baş ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Örneğin, gün içinde bir öğün atlarsak, vücudumuz enerji eksikliğini hisseder ve bize “Haydi bir şeyler ye!” mesajını iletir. Bu açlık türü genellikle düzenli bir yemek yendikten sonra sona erer ve vücudumuz enerji depolarını yeniden doldurur. Duygusal açlık, enerji seviyelerinden veya fiziksel açlık belirtilerinden bağımsız olarak ortaya çıkar; yani bu, yakın zamanda dengeli bir yemek yemiş olsanız bile bu durumu yaşayabileceğiniz anlamına gelir. Fiziksel açlıkta semptomlar hafif başlar ve vücut yiyeceksiz kalmaya devam ettikçe yavaş yavaş artar. Bunun tersine, duygusal açlığın başlangıcı hızlı ve yoğundur ve yiyecek yenilene veya duygu başka bir şekilde yönetilinceye kadar bu şekilde kalacaktır. Başka bir meşguliyetimiz varsa genellikle fiziksel açlığın ilk belirtilerini görmezden gelebiliriz ve Yemek yemek için biraz daha beklemek sıkıntı yaratmaz, duygusal açlık, hemen yemek yeme konusunda çok da hoş olmayan bir aciliyet duygusuyla ortaya çıkar. Fiziksel olarak aç bir bireyin ana odağı herhangi bir şekilde yiyecek elde etmektir; duygusal açlık yaşayan bir kişi ise genellikle yağ, şeker veya sodyum oranı yüksek, aşırı lezzetli yiyeceklere yönelik çok özel istekler duyarlar. Duygusal olarak aç bir kişi, kendi isteklerine uymayan yiyecekleri reddedebilir, ama gerçekten fiziksel olarak aç bir kişi çok daha az seçici olacaktır. Fiziksel açlığın yan etkileri öngörülebilir ve diğer durumlardan kolaylıkla ayırt edilebilir. Ancak, duygusal açlıkla ilişkili hisler genellikle tahmin edilemez ve tetikleyicileriniz, çevreniz ve zihinsel sağlığınız gibi faktörlere bağlı olarak değişkendir. Bu ayrımı daha iyi anlamak için kendi deneyimimden bir örnek vermek isterim: Yoğun geçen bir günümün ardından akşam eve döndüm. Zihinsel olarak yorgun ve stresli hissediyordum. Oturduğumda, birdenbire canımın kıtır kıtır yağlı tuzlu bir şeyler yani cips çektiğini fark ettim. O an, “Acaba cips alsam mı?” diye düşündüm. Ancak bir iki dakika durup düşündüğümde, midemin guruldamadığını, enerjimin düşük olmadığını fark ettim. Yani, fiziksel olarak aç olmadığımı anladım. Bu durumda, cips isteğim aslında duygusal bir tepkiydi. Yoğun bir günün ardından yaşadığım stresle başa çıkmak için bir tür “rahatlama aracı” olarak cipsi düşünüyordum. Enerji ihtiyacım olmadığı için, bu durumu duygusal açlık olarak tanımlayabildim. Başka bir örnek daha verecek olursam, sabah kalktığımda kahvaltı yapmadan işe gitmiş olabilirim. Öğle saatlerine geldiğimde mide gurultuları, baş dönmesi gibi belirtilerle karşılaşmaya başladığımda, bu fiziksel açlık belirtileridir. Bu durumda, vücudumun gerçekten enerjiye ihtiyacı olduğunu anlarım ve bu durumu fiziksel açlık olarak değerlendiririm. Bu noktada, sağlıklı bir atıştırmalık veya öğle yemeği yemek mantıklı bir tercih olacaktır. özetle Fiziksel açlık, vücudun doğal bir ihtiyacıdır ve belirgin belirtilerle kendini gösterirken, duygusal açlık genellikle duygusal durumlarla ilişkilidir ve ani, yoğun bir istekle ortaya çıkar, ancak yemek yendikten sonra gerçek bir doyum sağlamaz. Bunu farkı daha iyi anlamak, günlük hayatta sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmemize ve duygusal yeme davranışlarıyla daha bilinçli bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Bir sonraki videoda duygusal yeme davranışınızın önüne geçmek için hangi stratejileri uygulayabilirsiniz bunlardan bahsedeceğim.

Duygusal Yeme Dereceleri Nelerdir?

Fiziksel açlık yerine can sıkıntısı veya öfke gibi duyguların tetiklemesiyle yemek yemek, zararsız bir atıştırmadan kontrolsüz bir tıkınmaya kadar gidebilir. Duygusal yemenin dereceleri vardır. Duyu tatmini, rahatlama ve oyalanma ile başlayıp uyuşturma ve cezalandırıcı bir yeme davranışına kadar gidebilir.

Duyu Tatmini: Damak zevkinin önemini hafife almayın. Örneğin, bayramlarda çok sevdiğiniz ve ikram edilen baklavayı, kendinize kısıtlma koymadan gerçekten tatma izni vererek yeme davranışını içerir.

Rahatlama: Bazı spesifik besinleri düşünmek bile insanın aklına güzel bir zamanı getirebilir. Hastalandığınızda annenizin size şehriyeli tavuk çorbası içirdiği için hasta zamanlarınızda bu çorbayı istiyorsanız, bir soba önünde sıcacık otururken kestane yemek istiyorsanız, hiçbir sakıncası yok.

Oyalanma: Yemeğin, aklınızı dağıtıp istemediğiniz duyguları unutmak için kullanılmasıdır. Duygusal yeme skalasının bu kısmına geldiğinizde, ödev yaparken can sıkıntısını dağıtmak için elinize bir paket cips alıp televizyon karşısına geçebilir, zorlu bir toplantı öncesi kaygınızı dağıtmak için masanın üzerindeki kurabiyeleri yiyebilirsiniz. Bu noktada duygularınızla yüzleşmek veya oyalanmak için duygusal tatmin sağlayacak daha sağlıklı aktivitelere yönelmek gerekir.

Uyuşturma: Bu aşama daha ciddi bir sorun teşkil eder. Açlık ve tokluk sinyallerinizi hissetmek olanaksız hale gelir. Kendini uyuşturmak için yemek yiyenler genelde kontrolden çıkmış ve hayattan kopmuş hissedebilirler. Bu tür yeme davranışı arada bir kısa süreli başlayıp siz farkına varmadan alışkanlık haline gelebilir.

Cezalandırıcı: Uyuşturma amacıyla yemek yeme davranışı ileriki seviyede şiddetlenip kendini suçlama ve sonunda cezalandırma ile devam eder. Bu noktada yemekten hiçbir zevk alınmaz aksine nefret etmeye başlanır.

Duygusal Yemenin Önüne Nasıl Geçilir?

Öncelikle kendinize “Fiziksel olarak aç mıyım?” diye sorabilirsiniz. Cevabınız “Evet” ise zaten yemek yemenizin önünde bir engel yok demektir. Cevabınız “Hayır” ise, yani fiziksel olarak toksanız ama yeme isteğiniz varsa, kendinize “Ne hissediyorum?” diye sorun. 5 dakika düşünmek için kendinize müsaade edin. Bu kolay gibi görünse de özellikle duygularınızla bağlantınız kopuksa zor olabilir. Duygularınızı bir yere yazmak, arkadaşlarınızı arayıp paylaşmak, sesli bir şekilde ifade etmek gibi yöntemler deneyebilirsiniz.  Bu birkaç dakika derinlemesine düşünmenin sonunda hala tok olduğunuz halde yemek istiyorsanız “Şu an duygularımla baş edebilmek için gerçekten neye ihtiyacım var?” diye sorun kendinize. Karşılanmamış bir ihtiyacınızı yatıştırmak için yemek istiyor olabilirsiniz ve aslında ihtiyaçlarınızı nezaket ile karşılamanın yollarını bulabilirsiniz. Destek aramaktan çekinmeyin, dinlenmek gibi, anlaşılmak gibi, sıcak duygular paylaşmak gibi temel ihtiyaçlarınızı göz ardı etmeyin ve duygularınızla yüzleşin. Ara sıra duygulardan uzaklaşmak da normaldir ama birincil baş etme yöntemi olarak yemeğe yönelmeniz gerekmez. Kendinizi duygusal olarak tatmin eden bir yolla oyalayabilirsiniz. Sinemada veya evde film izlemek, puzzle yapmak, sürükleyici bir kitap okumak gibi birçok yol bulabilirsiniz. Bunları yaptım ama olmadı yemeye devam ettim diyorsanız da kendini yargılamayın. Bu tarz alıştırmaları yaptıkça yeni davranışınızın yerleşecektir. Belki ilk başlarda yemeyi durdurmanın verdiği bir üzüntü de oluşabilir ancak birkaç dakika sonra geçeceğini kendinize hatırlatın. Zamanla doyduğunuzda ve tatmin olduğunuzda yemeyi bırakmaya, tekrar yemek için acıkmayı beklemeye alışacaksınız. Mükemmel olmak zorunda değil. Bu adımlardan birkaçını denemeniz bile bir başlangıç.

Diyetisyen & Beslenme Danışmanı

Selin Ecevit

Atakan Sevgen

Stajyer

İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirmiştir. Lisans eğitimi süresince çeşitli alanlarda gönüllülük faaliyetlerinde bulunmuştur ve yöneticilik pozisyonlarında rol almıştır. Ayrıca insan kaynakları, bilimsel araştırma laboratuvarı ve psikoloji kliniği gibi alanlarda stajlar yapmıştır. Wechsler Kısaltılmış Zeka Ölçeği (WASI) gibi çeşitli psikolojik testlerin uygulanmasında ve puanlanmasında aktif rol almış, danışanların tedavi süreçlerini gözlemleme ve bu süreçlerin teorik yapılarını araştırma konularında ise yakından inceleme ve araştırma fırsatı bulmuştur.

 

Güncel olarak klinik psikoloji alanında yüksek lisans programlarına hazırlık yapmaktadır.

 

Ağusots 2024 tarihinden itibaren WiseMind Psikoloji &Akademi bünyesinde stajyer olarak görev almaktadır.

Selin Ecevit

Diyetisyen & Bütüncül ve Fonksiyonel Beslenme Uzmanı

Atılım Üniversitesi %100 İngilizce Beslenme ve Diyetetik bölümünü onur öğrencisi olarak tamamlamıştır. Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde stajını tamamlamış, Medicana International Ankara Hastanesi ve Ankara Etlik Şehir Hastanesi gibi farklı özel ve devlet hastanelerinde görev almıştır. İstanbul ve Ankara olmak üzere farklı şehirlerdeki özel kliniklerde tecrübeler edinmiştir.

 

Uluslararası Fonksiyonel ve Bütüncül Beslenme Uzmanı (IFN) kimliği sayesinde kronik ve otoimmün rahatsızlıklarda beslenme, alerji ve gıda intoleranslarında beslenme, sindirim sistemi problemleri ve bağışıklık sistemi güçlendirme gibi alanlarda danışmanlık hizmeti vermektedir.

 

Yetişkin hastalıklarında beslenme, adolesan ve çocuk beslenmesi, ağırlık yönetimi, özel durumlarda beslenme gibi alanlarda çalışmalarını sürdürmekte, Emzirme Danışmanı kimliği ile anne ve anne adaylarına destek olmaktadır.

 

Psikodiyet eğitimini aktif olarak sürdürürken bu yaklaşım ile yeme davranış bozuklukları alanında da çalışmaktadır.

 

Şu an WiseMind Psikoloji & Akademi bünyesinde yüz yüze ve online olarak diyet ve beslenme danışmanlığı hizmeti vermektedir.

Rabia Karagülmez

Asistan Psikolog

Ufuk Üniversitesi Fen -Edebiyat  Fakültesi Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencisidir. Çocukları gözlemlemek amacıyla MEB’e bağlı bir anaokulunda staj yapmıştır. Psikoloji alanında mesleki bilgi kazanmak ve bu bilgilerini pekiştirebilmek için birçok farklı klinikte staj yapmıştır. Oyun Terapisi Uygulayıcı Eğitimi’ne katılmış, eğitimini başarıyla tamamlamıştır.

 

Çocuklar İçin Moxo Dikkat Testi Uygulayıcı Sertifikasyon Eğitimi’ne katılmıştır. İstanbul Esenyurt üniversitesinin düzenlediği birçok psikoloji zirvesine katılım sağlamıştır .

 

WiseMind Psikoloji & Akademi bünyesinde Eylül 2024 ‘ten beri asistan psikolog olarak görev almaktadır.

Sümeyra Albakır

Klinik Psikolog

Çankaya Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bölüm üçüncüsü olarak yüksek şeref derecesiyle tamamlamıştır. Lisans eğitimi sürecinde Çankaya Üniversitesi Engelsiz Çankaya topluluğunda görev almış ve çeşitli etkinlikler düzenlemiştir. Lisansı süresince Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi’nde staj yapmıştır. Lisans eğitiminde Stroop Testi, İşaretleme Testi, Wechsler Bellek Ölçeği, Sayı Dizisi Öğrenme Testi, İşaretleme Testi, Raven Standart Progresif Matrisler Testi, Sayı Dizisi Öğrenme gibi çeşitli nöropsikolojik testlerin eğitimini almış ve uygulama fırsatı bulmuştur. Lisans eğitiminde Doç. Dr. Pınar Bıçaksız’ın gerçekleştirdiği Karanlık Üçlü Kişilik Özelliklerinin (Makyevelizm, psikopati, narsizm) Sürücü Davranışlarını Yordayıcı Gücü adlı çalışmasında veri toplama sürecinde araştırmacı olarak görev almıştır.

Lisans eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli okullarda psikolog unvanı ile çalışmıştır.

İlk yüksek lisans eğitimini Ankara Üniversitesi’nde Aile Danışmanlığı üzerine yaparak Aile Danışmanı unvanını almıştır. Eğitimi boyunca SCL-90 Benlik Saygısı Ölçeği, Öz Denetim Ölçeği, Edilgenlik Girişkenlik Ölçeği gibi testlerin eğitimini almış, uygulamış, Çift ve Aile Danışmanlığı yapmış olup süpervizyon eğitimini başarıyla tamamlamıştır. Yüksek Lisans projesini ‘Ebeveynlerin Çocukluk Çağı Travmalarının Ebeveynlik Stillerine ve Çocukların Bağlanma Stillerine Etkileri’ başlıklı çalışma ile tamamlayıp başarıyla sunmuştur.

İkinci yüksek lisans eğitimine ise TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde devam etmiştir. Eğitimi boyunca MMPI, TAT, Rorschach ve WISC-4 testlerinin eğitimini almış ve uygulamıştır. Yüksek lisans eğitiminde Grup Terapisi dersini almış ve Serebral Palsi tanısı almış bireylerin anne ve babalarına süpervizyon altında Grup Terapisi gerçekleştirmiştir. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde Bilişsel Davranışçı Terapi ve Şema Terapi tekniklerini kullanarak danışan görmüş ve Klinik Psikoloji bölümünden başarıyla mezun olarak Klinik Psikolog unvanını almıştır. Tez çalışmasını ‘Genç Yetişkin Erkeklerde Kaslı Olma Dürtüsü ve İşlevsel Olmayan Yeme Davranışları ile İlişkili Faktörlerin İncelenmesi’ üzerine tamamlamış olup çalışmasını X. Işık Savaşır Klinik Psikoloji Sempozyumu’nda sunmuştur. Yüksek lisans eğitimi sonrasında Şema Terapi Enstitüsü’nden Şema Terapi eğitimini tamamlamıştır. Şu anda ISST onaylı şema terapisti olma süreci için Şema Terapi odaklı süpervizyon almaktadır.

Şu an WiseMind Psikoloji & Akademi bünyesinde yüz yüze ve online şekilde psikoterapi seanslarına ve atölye çalışmalarına devam etmektedir.

Beyza Nur Zeyrek

Asistan Psikolog

Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü şeref derecesiyle bitirmiştir. Lisans eğitimi süresince çeşitli gönüllülük projelerinde görev almış, klinik psikoloji alanında seminerlere, konferanslara ve atölyelere katılmıştır. Klinik psikolojiye olan ilgisi doğrultusunda bu alanda stajlar yapmıştır. Klinik stajları kapsamında verilen eğitim sürecinde bireysel psikoterapilere, toplumsal beceri eğitimi ve grup terapilerine, bağımlılık grup terapilerine gözlemleyici olarak katılmış ve klinik test kullanımı hakkında teorik bilgi edinmiştir (yetişkinlerde psikopatoloji hakkında bilgi edinmiştir). Prof. Dr. Murat Atmaca’dan Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi almıştır. Şu anda klinik psikoloji yüksek lisans programlarına başvuru çalışmalarına devam etmektedir.

Mart 2023 tarihinden itibaren WiseMind Psikoloji &Akademi bünyesinde asistan psikolog olarak görev almaktadır.

Şeyma Öztürk Canbolat

Ofis Sorumlusu

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Bölümü’nden mezun olup eğitim hayatını Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nden mezun olmuştur. Güncel olarak Halkla İlişkiler Yüksek Lisans programlarında hazırlık süreci devam etmektedir.

 

Okul hayatı boyunca birçok ‘Süper İletişim ve Motivasyon Mucizesi’, ‘Zor İnsanlarla Çalışma ve Yaşama Yöntemleri’, ‘İnsanları Etkileme ve Yönetme Sanatı’, ‘Psikolojik Tekniklerle İnsan Yönetimi’, ‘Bilinçli Liderlik ve İnovasyon’, ‘Kriz İletişimi ve Yönetimi’ başta olmak üzere pek çok sertifika ve seminer programlarına katılmıştır.

 

Şu anda WiseMind Psikoloji ve Akademi’de Ofis Sorumlusu olarak çalışmaktadır.

Hale Dündar

Stajyer

Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü son öğrencisidir. Üniversite hayatı boyunca yurtiçi ve yurt dışında sosyal sorumluluk projelerinde yer almıştır. Klinik psikoloji ve gelişimsel psikolojiye ilgisi doğrultusunda stajlar yapmakta ve araştırma labarotuvarlarında görev almaktadır.

Klinik stajları süresince çocukları gözlemleme fırsatı edinmekte ve yetişkin vakaları içeren süpervizyon toplantılarına katılmaktadır. Gelişimsel psikoloji alanında okul öncesi çocuklarda bilişsel gelişim, ebeveynlik tutumları ve aile birliği hakkında okumalar yapmakta ve çalışmaların veri toplama aşamalarında görev almaktadır. Psikoloji alanında sosyal medya içerikleri üretme ve yaşantı gruplarında bulunma fırsatı da edinmektedir.

WiseMind Psikoloji & Akademi bünyesinde Ağustos 2023’ten beri stajyer olarak görev almaktadır.

Meryem Karakaya

Klinik Psikolog

Ankara Ufuk Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra Istanbul Gedik Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansını yüksek onur derecesi ile tamamlamıştır. Bitirme projesini “Çocukluk çağı travmaları ile utanç ve suçluluk ilişkisinin incelenmesi” üzerine yazmıştır.

 

Lisans eğitimi boyunca Ufuk Üniversitesi Dr. Rıdvan Ege Hastanesinde ve Sincan Açık Cezaevi’nde staj yapmıştır. Prof. Dr. Ebru Şalçıoğlu’ndan Bilişsel Davranışcı Terapi eğitimi, Psikoloji İstanbul aracılığıyla Gottman Çift Terapisi, Psikolog Dr. Bahar Köse Karaca’dan Uluslararası Şema terapi eğitimi, Asena Yurtsever ve Emre Konuk’tan 1. Düzey ve 2. Düzey EMDR Terapisi eğitimi ve süpervizyon almıştır.
Yüksek lisans eğitimi sırasında İstanbul Kartal Belediyesi’nde ve online platformda danışan takip etmiştir.

 

Şu an WiseMind Psikoloji & Akademi bünyesinde yüz yüze ve online şekilde psikoterapi seanslarına ve atölye çalışmalarına devam etmektedir.

Özlem Ataoğlu
Klinik & Sağlık Psikoloğu

Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirmiştir. Mezun olduktan sonra ilk yüksek lisansını Southampton Üniversitesi’nde Sağlık Psikolojisi üzerine tamamlamıştır. Bu program boyunca kanserli hastalarla çalışmış, tezini bu hastaların ağrı algıları ve bunun yaşam kalitelerine etkileri üzerine yazmıştır.

 

Türkiye’ye döndükten sonra 4 sene boyunca üniversite ve özel psikiyatri hastaneleri ve muayenehanelerinde çalışmıştır. Çalışmaları boyunca hizmet içi eğitimler vermiş, bireysel ve grup psikoterapi seansları yürütmüş, psikoloji öğrencileri için düzenlenen staj programı eğitim koordinatörlüğünü üstlenmiş, eğitim ve süpervizyon vermiştir.

 

2016 yılında Özlem Ataoğlu Psikolojik Danışma ve Eğitim Merkezi’ni kurmuş, çalışmalarını burada yürütmeye devam etmiştir. Aynı yıl Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde yarı zamanlı öğretim görevliliğine başlamış olup Klinik Psikoloji, Bireysel Farklılıklar ve Kişilik ile Psikolojik Ölçme ve Değerlendirme derslerini vermiş, 2021 yılına kadar görevini sürdürmüştür.

 

2017 yılında iki dönem Çankaya Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde de yarı zamanlı öğretim görevliliği yapmış, burada Gözlem ve Görüşme Teknikleri ile Temel Terapi Teknikleri derslerini vermiştir. 2016 – 2020 yılları arasında Yetişkinlerde Klinik İlk Görüşme Teknikleri Eğitimi ile Yetişkinlerde Klinik İlk Görüşme Becerileri Workshop eğitimlerini düzenlemiş, eğitim, sempozyum, çalışma gruplarında konuşmalar yapmıştır.

 

2022 yılında ikinci yüksek lisansını Rumeli Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji üzerine tamamlamıştır. Bitirme projesini Diyalektik Davranışçı Terapi üzerine yazmıştır.

 

2022 yılı güz döneminde TOBB Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde Kişilik Kuramları dersini vermiştir, görevine aynı üniversitede devam etmektedir. Aynı zamanda TOBB Üniversitesi Psikoloji Bölümü Danışma Kurulu’nda dış paydaş olarak görevine atanmıştır.

 

Kasım, 2021’de WiseMind Psikoloji & Akademi’yi kurmuştur. Çalışmalarına ekip arkadaşlarıyla devam etmektedir. 2023 yılında WiseMind Psikoloji & Akademi’nin bir uzantısı eğitim platformu olan Skill.Mind.Psikoloji’yi kurmuştur. Eğitim platformunda çeşitli alanlarda beceri edinilmesine yönelik mini eğitimler, masterclasslar düzenlemektedir.

Bilişsel Davranışçı Terapi, Rasyonel Duygucu Davranış Terapisi, Şema Terapi ve Diyalektik Davranışçı Terapi alanlarında uzmanlaşmış, 10 yıldır çalışmalarını bu alanlarda

sürdürmektedir. ISST onaylı şema terapisti sertifikasyon sürecindedir. Diyalektik Davranışçı Terapi – Beceri Geliştime üzerine uzmanlaşmıştır. Özel çalışma alanları arasında depresyon, kişilik bozuklukları, anksiyete bozuklukları, duygu düzenleme becerileri, ilişki problemleri vardır.

İpek Keskin

Klinik Psikolog

Lisans eğitimini Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde onur derecesiyle tamamlamıştır. Yüksek lisans eğitimini yine aynı üniversitede Klinik Psikoloji Bölümü’nde yüksek onur öğrencisi derecesiyle tamamlayıp Uzman Klinik Psikolog ünvanını almıştır.

 

Lisans ve Yüksek Lisans Eğitimleri sırasında Altınbaş Üniversitesi – Çocuk Üniversitesi, Doğa Koleji, Moodist Psikiyatri Hastanesi ve çeşitli kliniklerde stajyer psikolog olarak görev almıştır. 

 

Yüksek lisans eğitimi sırasında, 1 yıl süre ile CBTiSTANBUL Bünyesinde Dr. Emel Stroup tarafından verilen “Beck Yönelimli Kognitif Terapi ve Klinik Becerileri Geliştirme Programı”na kabul edilmiştir. Dr. Emel Stroup’ un asistanlığını yaptığı süre içerisinde “Kognitif Terapi Worskhop Sertifika Programı”nı tamamlamıştır. 

 

Program kapsamında; 

  • Beck  Yönelimli Kognitif Terapi Becerileri & Klinik İlk Görüşme
  • Beck  Yönelimli Kognitif Terapi İlkeleri ve Depresyon Tedavisinde Uygulanması
  • Anksiyete Bozukluklarında Beck Yönelimli Kognitif Terapi
  • Beck Yönelimli Kognitif Terapinin OKB Tedavisinde Uygulanması
  • OKB’de ERP (Maruz Bırakarak Tepki Önleme)’nin Uygulanması workshoplarına katılmıştır.

 

Mayıs 2022 yılında CBTiSTANBUL Bünyesinde ekip arkadaşlarıyla birlikte, Dr. Emel Stroup’un moderatörlüğünde, Dr. Christine Padesky’nin katılımıyla “Kognitif Terapistin Becerileri” başlıklı webinarı gerçekleştirmiştir. 

 

Yüksek lisans eğitimine devam ederken bitirme projesini “Bağlanma Stillerinin İntihar Girişimi/Kendine Zarar Verme Düşüncesi ile İlişkisi” başlıklı çalışma ile tamamlayıp başarıyla sunmuş ve uzman ünvanını almıştır.

 

Yüksek lisansın ardından Nişantaşı/İstanbul’da bir klinikte 1,5 yıl süreyle danışan görmüştür.

 

Şu anda Beck Enstitüsü tarafından verilen CBT Sertifikasyon Programı’na devam etmektedir. Program kapsamında aldığı eğitimler;

 

  • Basics of CBT: Essentials I
  • CBT for Depression
  • CBT for Anxiety
  • CBT for Personality Disorders

 

 

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile seanslarını sürdürmektedir. Özel çalışma alanları arasında depresyon, anksiyete, kişilik bozuklukları, madde ve ilişkili bozukluklar, takıntı (Obsesif-Kompulsif) bozukluğu, duygu düzenleme becerileri ve ilişki sorunları vardır.

Şu an WiseMind Psikoloji & Akademi bünyesinde yüz yüze ve online şekilde psikoterapi seanslarına ve atölye çalışmalarına devam etmektedir.

Tilbe Mert
Klinik Psikolog

Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bölüm ikincisi olarak yüksek şeref derecesiyle tamamlamıştır. Lisans eğitimi sürecinde çeşitli sosyal yardım ve gönüllülük projelerinde yer almıştır. Yüksek lisans eğitimine İngiltere’de devam etmiş ve Bournemouth Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümünden en yüksek başarı derecesiyle (distinction) mezun olarak Klinik Psikolog unvanını almıştır.

Lisans ve yüksek lisans tezlerini gebelik sonrası depresyon ve gebelik sonrası obsesif-kompulsif bozukluk üzerine yazmış, bu konuda çalışmalar yapmıştır. Eğitim hayatı boyunca birçok seminer, eğitim ve staj programlarına katılmıştır.

Türkiye’ye döndükten sonra özel bir psikiyatri hastanesinde ayaktan ve yatan danışan takibi yapmış, yoğunlukla bağımlılık alanında çalışmış, danışanların bireysel terapi ve grup terapisi süreçlerini takip etmiştir.

BDPD aracılığıyla Prof. Dr. Hakan Türkçapar’dan Bilişsel Davranışcı Terapi eğitimi ve Bilişsel Davranışçı Terapide Yapılandırılmış Görüşme eğitimi; TÜRBAD aracılığı ile Doç. Dr. Fatih Yavuz’dan Kabul ve Kararlılık Terapisi eğitimi ve süpervizyon eğitimi almıştır. Varoluşçu Akademi’de Temel Varoluşçu Analiz Eğitimi’ni tamamlamıştır ve varoluşçu ekolde süpervizyon sürecindedir.

Şu an WiseMind Psikoloji & Akademi bünyesinde yüz yüze ve online şekilde psikoterapi seanslarına ve atölye çalışmalarına devam etmektedir.