Yalnızlık, hem karmaşık hem de her bireye özgü olan evrensel bir insani duygudur. Doğası gereği bireysel olması dolayısıyla tedavi süreci ölçüde farklılık gösterebilir.
Örneğin, okulda arkadaş edinmekte zorlanan yalnız bir çocuğun ihtiyaçları, eşi yakın zamanda ölen yalnız ve yaşlı bir yetişkinin ihtiyaçlarından farklıdır.
Araştırmacılar yalnızlığın sosyal izolasyon, zayıf sosyal beceriler, içe dönüklük ve depresyonla ilişkili olduğunu öne sürüyor.
Birçok uzmana göre yalnızlık mutlaka yalnız olmakla ilgili değildir. Bunun yerine, kendinizi yalnız ve yalıtılmış hissediyorsanız, o zaman yalnızlık ruh halinizi kalabalık içinde yalnız olma şeklinde etkiler.
Örneğin, üniversite birinci sınıf öğrencisi, etrafı oda arkadaşları ve diğer akranlarıyla çevrili olmasına rağmen kendini yalnız hissedebilir.
Yalnızlık ve Kendi Başına Olma
Araştırmalar yalnızlığın ve izolasyonun hem zihinsel hem de fiziksel sağlık açısından kötü olduğunu açıkça gösterse de, yalnız olmak kendi başına olmakla aynı şey değildir. Aslında yalnızlığın, bireylerin daha iyi odaklanmasına ve yeniden şarj olmasına olanak sağlamak da dahil olmak üzere, birçok önemli zihinsel sağlık faydası vardır.
Yalnızlık, sosyal bağlantılar istemesine rağmen izolasyon duygularıyla işaretlenir. Çoğu zaman başkaları tarafından istemsiz bir ayrılma, reddedilme veya terk edilme olarak algılanır.
Öte yandan kendi başına olma isteğe bağlıdır. Kendi başına vakit geçirmekten hoşlanan insanlar, bağlantı kurmak istediklerinde geri dönebilecekleri olumlu sosyal ilişkileri sürdürmeye devam ederler. Hala başkalarıyla vakit geçiriyorlar ama bu etkileşimler yalnız geçirilen zaman dilimleriyle dengeleniyor.
Yalnızlığın Nedenleri
Yalnızlığa katkıda bulunan faktörler arasında fiziksel izolasyon, yeni bir yere taşınma ve boşanma gibi durumsal değişkenler yer alır. Bir kişinin hayatında önemli olan birinin ölümü de yalnızlık duygusuna yol açabilir.
Ayrıca depresyon gibi psikolojik bir bozukluğun belirtisi de olabilir. Depresyon sıklıkla insanların sosyal olarak geri çekilmesine neden olur ve bu da izolasyona yol açabilir. Araştırmalar aynı zamanda yalnızlığın depresyon semptomlarına katkıda bulunan bir faktör olabileceğini de öne sürmektedir.
Yalnızlık aynı zamanda düşük benlik saygısı gibi iç faktörlere de bağlanabilir. Kendine güveni az olan insanlar sıklıkla diğer insanların ilgisine veya saygısına layık olmadıklarına inanırlar, bu da izolasyona ve kronik yalnızlığa yol açabilir.
Kişilik faktörleri de bir rol oynayabilir. Örneğin içedönük bireylerin sosyal bağlantılar kurma ve arama olasılıkları daha düşük olabilir, bu da izolasyon ve yalnızlık duygularına katkıda bulunabilir.
Yalnızlıkla İlişkili Sağlık Riskleri
Yalnızlığın hem fiziksel hem de zihinsel sağlık üzerinde çok çeşitli olumsuz etkileri vardır.
-Alkol ve uyuşturucu kullanımı
-Alzheimer hastalığının ilerlemesi
-Antisosyal davranışlarda artış
-Kardiyovasküler hastalık ve felç
-Bellek ve öğrenmede azalma
-Depresyon ve intihar
-Artan stres seviyeleri
-Karar vermede zorluk
Yalnızlığın olumsuz etkilediği alanlar yalnızca bunlar değil. Örneğin yalnız yetişkinler, yalnız olmayanlara göre daha az egzersiz yapma eğilimindedirler. Diyetleri daha fazla yağ içeriyor, uykuları daha az verimli ve gündüzleri daha fazla yorgunluk bildiriyorlar. Yalnızlık aynı zamanda vücudun derinliklerindeki hücresel süreçlerin düzenlenmesini de bozarak yalnız insanları erken yaşlanmaya yatkın hale getirir.
Yalnızlığı Önlemek ve Üstesinden Gelmek İçin İpuçları
Yalnızlığın üstesinden gelinebilir. Uzun vadede, bir değişiklik yapmak sizi daha mutlu, daha sağlıklı yapabilir ve etrafınızdakileri olumlu yönde etkilemenizi sağlayabilir.
- Toplum hizmeti veya hoşunuza giden başka bir etkinliğe katılmayı düşünün: Bu durumlar insanlarla tanışmak, yeni arkadaşlıklar ve sosyal etkileşimler geliştirmek için harika fırsatlar sunar.
- Kaliteli ilişkiler geliştirmeye odaklanın: Sizinle benzer tutumları, ilgi alanlarını ve değerleri paylaşan insanları arayın.
- Yalnızlığın bir şeylerin değişmesi gerektiğinin işareti olduğunu kabul edin: Her şeyin bir gecede değişmesini beklemeyin, ancak yalnızlık duygularınızı hafifletmeye ve refahınızı destekleyen bağlantılar kurmaya yardımcı olacak adımlar atmaya başlayabilirsiniz.
- Yalnızlığın hayatınız üzerindeki etkilerini anlayın: Yalnızlığın fiziksel ve zihinsel yansımaları vardır. Bu belirtilerden bazılarının nasıl hissettiğinizi etkilediğini fark ederseniz, onlarla mücadele etmek için bilinçli bir çaba gösterebilirsiniz.
- Bir gruba katılın veya kendinizinkini başlatın: Örneğin, bölgenizdeki benzer ilgi alanlarına sahip kişilerin bir araya gelebileceği bir Buluşma grubu oluşturmayı deneyebilirsiniz. Ayrıca bir kitap kulübüne katılmayı veya bir egzersiz dersi almayı da düşünebilirsiniz.
- Mevcut bir ilişkiyi güçlendirin: Yeni bağlantılar kurmak önemlidir ancak mevcut ilişkilerinizi geliştirmek de yalnızlıkla mücadele etmenin harika bir yolu olabilir. Bir süredir konuştuğunuz bir arkadaşınızı veya aile üyenizi aramayı deneyin.
- Güvenebileceğiniz biriyle konuşun: Ne hissettiğiniz hakkında konuşmak için hayatınızdaki birine ulaşmak önemlidir. Bu, aile üyeniz gibi tanıdığınız biri olabilir, ancak doktorunuzla veya terapistinizle konuşmayı da düşünebilirsiniz.
Kendinizi yalnız ve bu duygu durumundan çıkamamış, sıkışmış hissediyorsanız bir uzmandan yardım almanız da fayda olabilir.
Klinik Psikolog&Aile Danışmanı Sümeyra Albakır