Sürdürülebilir beslenmede kastedilenler aslında hep büyük resimdir. Hayatınızda almış olduğunuz kararlar; ister sağlıklı bir beslenme düzenine geçmek, ister spora başlamak olsun, eğer olumlu bir geçmiş tecrübeniz yoksa aldığınız kararların bir anda gerçekleşmesi çok da gerçekçi olmayabilir.
Spor geçmişiniz olmadan pazartesi bir kararla başladığınız ve haftada 6 gün yaptığınız spor, hayatınızda ne kadar uzun süre kalıyor?
Abur cubursuz bir gününüz bile geçmemişken “Ben yarından itibaren bırakıyorum artık!” dediğinizde ne kadar süre dayanabiliyorsunuz?
Aslında başlarken hepsinin kalıcı olmasını hayal ediyoruz. Aldığımız kararlar ile hayali bir ben yaratıyoruz ve bir anda o olmaya çalışıyoruz. Halbuki “gerçek biz” buna bu kadar hızlı adapte olmaya hazır değil.
Hedeflerimizin gerçekçi olmaması çoğunlukla da hayal kırıklığı ile sonlanmıyor mu zaten?
Şöyle düşünelim mesela; Abur cubur geçmişimiz var ise öncelikle hiç tüketmemeyi değil daha az tüketmeyi hedefleyebiliriz. Verimli bir spor geçmişimiz yok ise haftada 5-6 değil, bizi mutlu edecek versiyonu bulup belki de haftada 1 ile başlayabiliriz. Sonuçta attığımız her adım, büyük küçük farketmeksizin hiç yoktan iyidir değil mi? Amacımız büyük resim ve sürdürülebilirlik ise gerçekçi olmak zorundayız. Belki daha uzun sürecek ama sonunda hayal kırıklığı riski çok daha az olacak. En başında da şu an olduğumuz bizi kabul etmeliyiz. Şu anki bizi sevmeli ve ona daha şefkatli davranmalıyız. İhtiyaçlarımızı ve isteklerimizi görmezden gelmemeliyiz. Çünkü mutlu olmadığımız bir durumu sürdürmemiz de mümkün değil.
Selin Ecevit
Diyetisyen & Beslenme Danışmanı