Psikolojik sağlamlık, kişinin zorluklarla işlevsel bir şekilde başa çıkmasını sağlayan zihin ve –hem doğuştan gelen hem sonradan kazanılan- karakterin içsel güçlü yanlarını içerir. Schiraldi (2017) ‘ye göre; psikolojik sağlamlık, depresyon veya anksiyete gibi strese bağlı durumların tekrarlanmasını önleme, stresle ilişkili durumlardan daha hızlı ve sağlam iyileşme, yaşamın çeşitli alanlarında işlev gösterme zihinsel sağlamlığı en iyi haline getirme kapasitelerini içerir.
Psikolojik sağlamlığı somut bir örnekle açıklamak gerekirse, kendinizi bir basketbol topu olarak hayal edin ve yaşamın sizi gibi yerde sektirdiğini, oradan oraya fırlattığını düşünün. Eğer bu top plastik gibi esnek bir maddeden ise fırlatıldığı her zeminden darbe almadan, zarar görmeden çıkabilir. Fakat bu top cam veya taş gibi sert bir malzemeden yapılmış olsaydı fırlatıldığı zemine ve hıza bağlı olarak plastiğe göre çok daha çabuk parçalanıp dağılabilirdi.
Hayat tıpkı bu top gibi sizleri zorlayıcı olaylarla sınar. Çok az stresin olduğu, ideal gözüken bir yaşam sürecinde bile, büyüklerinizin, anne babanızın ölümü veya başarısızlık, hayal kırıklığı gibi olaylarla karşılaşırsınız. Bu nedenle stresin olmadığı bir dünyada yaşamak imkansızdır fakat stres karşısında sağlıklı tepki ve cevaplar verebilmek, yeni koşullara uyum sağlayabilmek mümkündür.
Psikolojik olarak sağlam olmak, zorlayıcı yaşantıların bireyi etkilememesi demek değildir (Selçuk, 2023). Psikolojik olarak sağlam olmanın içerisinde yaşanan deneyimden etkilenmek de var. Yani psikolojik sağlamlık, bir olaydan hiç etkilenmemek veya olumsuz duyguları yaşarken hiçbir şey yokmuş gibi hayata devam etmek anlamına gelmemektedir. Bireyin içerisinde bulunduğu olumsuz duruma işlevsel şekilde adapte olmasını kolaylaştırmaktadır. Örneğin, yataktan kalkamayacak kadar üzgün ve enerjisiz hisseden birinin kendinde güç bulup sadece yataktan çıkması bile psikolojik sağlamlıktır. Bazen ağlayabilmek, bazen ağladıktan sonra toparlanabilmek psikolojik sağlamlıktır. Bazen düşünce tuzaklarına düştüğünü fark etmek, bazen de bu düşünceleri değiştirebilmektir.
Psikolojik sağlamlık her bireyde olan bir özelliktir. Psikolojik sağlamlıktan yoksun olsaydınız muhtemelen bu yazıyı dahi okuyamıyor olurdunuz. Ayrıca psikolojik sağlamlığınızı büyük ölçüde artırma kapasitesine de sahipsiniz.
Psikolojik sağlamlık bir merdiven gibidir. Siz merdivenin dördüncü basamağındayken bir başkası birinci basamağında olabilir, bu iki durumda da ikiniz merdivenleri çıkmaya devam edebilirsiniz. Dolayısıyla psikolojik sağlamlık seviyeleriniz var olan stres düzeyinizin üstesinden gelir. Psikolojik sağlamlığınızı arttırdıkça da sağlığınız ve işlevselliğiniz doğal olarak gelişir.
Peki psikolojik sağlamlık neden bu kadar önemli?
İlk olarak, psikolojik sağlamlık, psikolojik sorunlara karşı koyar. Psikolojik sorunların oluşmasını ya da tekrarlanmasını önleyebilir. Psikolojik sorunlar tekrarlandığında ise hem semptomların şiddetini azaltabilir hem de iyileşmeyi kolaylaştırabilir.
İkincisi, birçok tıbbi ve işlevsel soruna karşı koruyucudur. Aşırı düzeydeki duygusal stres çok sayıda tıbbi hastalıklara, erken ölüme, işte, evde, okulda işlev bozukluğuna karşı savunmasız hale getirir. (Thoits, 2010)
Üçüncüsü, zihinsel, duygusal, fiziksel, sosyal ve manevi olarak gelişmenize; zor zamanlarda işlev gösterebilmenize yardımcı olur. Psikolojik sağlamlıkla daha sakin, daha üretken olma ve hayattan daha fazla zevk alma eğiliminde olursunuz.
Zorlayıcı durumlarla karşılaştığınızda neler yapabilirsiniz?
Başkalarıyla kurduğunuz iyi ilişkiler sizi mutlu eder. İçinizdeki sevme ve sevilme arzularınızı temasa geçirir. Güvendiğiniz, yüksek olgunluktaki ilişkilerinizdeki insanlar, size zor zamanlarınızda ihtiyaç duyduğunuz duygusal desteği vererek psikolojik olarak daha sağlam hale gelmenize katkı sağlar. Bu ilişkilerde hissettiğiniz sevgi, bedeninizi ve ruhumuzu etkiler. Sevgi, mutluluğunuzu arttırır ve iki tarafında performansını olumlu etkiler. Zorlu durumlara karşı tolerasyonunuzu artırmak için bir neden verir (eşini kaybeden, çocuklarının sevgisi ile hayata tutunmaya çalışan bir adamı düşünün).
Düşüncelerinizle sık sık savaşa girmek yerine onları kabul etmek ve merakla yaklaşmak bir alternatif sunmaktadır. Yaşadığınız duyguları kabul ederek, olumsuz duyguların yoğunluğunun azaldığını görebilirsiniz.
Şefkat
Zor zamanlar geçirdiğinizde kendi kendinizi yoğun şekilde eleştirir misiniz? Sert bir duruşla kendinizi koruduğunuzu ve motive ettiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Ancak araştırmalar, nazik bir yaklaşımın daha az stres verici olduğunu ve psikolojik sağlamlığa yol açtığını göstermiştir. (Peters & Calvo, 2014). Biraz durup sevdiği birini kaybeden yakın bir arkadaşınıza karşı hissedeceğiniz nazik ve ilgi dolu duyguları düşünebilir misiniz? Ya acı çeken bir çocuğa karşı? Zor zamanlarda bu tür şefkati kendinize de gösterdiğinizi hayal edebiliyor musunuz?
Alıştığınız düşünce şekilleriniz, duygularınızı iyi ya da kötü yönde etkilemektedir. Diyelim ki bir hata yaptınız. “Daha iyisini bilmem gerekiyordu. Her zaman işleri berbat ediyorum” diye düşünebilirsiniz. Ya da “Bence daha iyisini yapabilirim. Acaba kendimi daha fazla nasıl geliştirebilirim?” şeklinde düşünebilirsiniz. Bu iki düşünce tarzı çok farklı duygulara yol açar. Düşünce şekliniz katıysa, dünyayla ilişkiniz de katıdır, kesin doğrularınız varsa; bu, psikolojik sağlamlığı zayıflatan, hayatı zorlaştıran bir özellik olarak ortaya çıkabiliyor. Sıkıntı verici duygularınızı daha sakin, daha heyecanlı düşüncelerle nasıl değiştireceğinizi öğrenmeniz duygularınızı yönetmeniz konusunda size yardımcı olacaktır. Bu konuda psikolojik destek almanız hayatı daha anlamlı yaşamanıza sebep olacaktır.
Zorlu durumlara karşı, esneklik ve yaratıcılık göstermek psikolojik dayanıklılığa katkıda bulunur. Esneklik, değişen durumlara ayak uydurma yeteneğidir. İyi bir plan yaptığınızı düşünelim. İşlerin nasıl gittiğinin farkındasınız ama planınızın işe yaramadığını fark ettiniz. Ne yaparsınız? Planınızda esnek davranarak stratejinizi değiştirir misiniz? Etkili şekilde baş edebilen kişiler benliklerine, değerlerine ve işe yaratan yöntemlere sadıktırlar. Fakat bükülmeleri gerektiğinde bunu da yapabilirler.
Esneklik bizi değişime hazırlar. Yaratıcılık ise ihtimalleri ortaya çıkarır. Yaratıcılık süreci genellikle zaman ve sabır gerektirir. Yaşadığınız zor durumlara karşı olumsuzluklardan ziyade içten bir merakla yaklaşarak durum hakkında içsel düşüncelerini fark edebilirsiniz. Bir adım geriye çekilmeniz, olayları yeniden görmeniz ve farklı düşünceleri birbirine bağlamanız için zihninize yeterli zamanı vermenizi sağlar.
Klinik Psikolog İpek Keskin
Thoits, P. A. (2010). Stress and health: Major findings and policy implications. Journal of health and social behavior, 51(1_suppl), S41-S53.
Schiraldi, G. R. (2017). The resilience workbook: Essential skills to recover from stress, trauma, and adversity. New Harbinger Publications.
Peters, D., & Calvo, R. (2014). Compassion vs. empathy: designing for resilience. interactions, 21(5), 48-53.
Selçuk, A.B. (2023). Çocuktan Yetişkine Her Yaşta Psikolojik Sağlamlık. Kronik Kitap