Otoriter Ebeveynliğin Bireylerin Psikolojik İyi Oluşuna Etkisi

Otoriter ebeveynlik, sınırlandırıcı ve cezalandırıcı gibi yüksek düzey kontrol ve katı kurallarla karakterize edilen bir ebeveynlik stilidir. Bu ebeveynlik stilinde anne ve babalar çocuklarına karşı yönlendirici ve çocuklarının kendi söylemlerine uymaları konusunda ısrarcıdır. Bu ebeveynler çocukları ile daha az iletişim kurarlar ve ilişkilerinde sıkı kontrol ve sınırlamalar mevcuttur. Kısa vadede çocukların uyum sağlamaları için etkili olan bir yaklaşım olsa da uzun vadede olumsuz sonuçlar ile ilişkilendirilmiştir. Yapılan bir araştırmada otoriter ebeveynlik stilinin bireylerin psikolojik iyi oluşu ile negatif ilişkili olduğu sosyal desteğin ise psikolojik iyi oluş ile pozitif ilişkili olduğu bulunmuştur.

Otoriter bir evde yetişen çocukların genellikle kendi kararlarını vermelerine ya da kendi fikirlerini ifade etmelerine izin verilmediğinden, güçlü bir öz değer duygusu geliştirmeleri daha az olası olabilmektedir. Araştırmalar, baskıcı veya otoriter ebeveynlere sahip olan bireylerin daha düşük benlik saygısı, başkalarına güvenmede zorluk, zayıf sosyal beceriler gibi olumsuz sonuçlar yaşama olasılığının daha yüksek olabileceğini göstermiştir. Otoriter anne babaların çocukları genellikle mutsuz, korkulu, kaygılı, bir etkinliği başlatmada başarısız ve iletişim becerilerinde zayıftır. Bu bireyler kendilerini daha yetersiz hissedebilir ve yeteneklerine güvenme noktasında güçlük yaşayabilirler. Bunlara ek olarak, otoriter ebeveynlik bağımsızlık ve özerklik eksikliğine de yol açabilmektedir. Otoriter ebeveynlere sahip bireylerin, kendi kararlarını verme ve sorunlarını kendileri çözebilmek için ihtiyaç duyulan beceriyi geliştirme olasılıkları daha düşük olabilmektedir. Ayrıca otoriter ebeveynlik, duygusal zeka eksikliğine de yol açabilmektedir. Böyle bir ortamda yetişen bireyler için duygular çok çeşitli olmayabilir. Bu kişiler kendi duygularını nasıl anlayacaklarını ve ifade edeceklerini öğrenemeyebilirler.

Otoriter ebeveynlik ayrıca bireylerin depresyon, anksiyete gibi patolojiler geliştirme riskini de artırmaktadır. Böyle bir ortamda büyüyen bireyler yüksek düzeyde stres etkenine maruz kalmış olabilir, sürekli yargılandıklarını veya eleştirildiklerini hissedebilirler. Bir araştırmada, çocukluk döneminde otoriter ebeveynlik deneyimi yaşayan bireylerin, daha destekleyici ve besleyici ebeveynlere sahip olanlara kıyasla yetişkinlik döneminde depresyon ve anksiyete belirtileri bildirme olasılıklarının daha yüksek olduğu bulunmuştur.

Sonuç olarak, baskıcı veya otoriter ebeveynliğin bireyin psikolojik refahı ve ruh hali üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceğinden bahsedebilmekteyiz. Bu ebeveynlik stilinin etkilerinin, bireylere ve ilgili koşullara göre değişebileceğini de göz önünde bulundurmak yararlı olacaktır. Bazı bireyler daha dirençli olup bu durumlarla başa çıkabilme konusunda daha iyiyken bazıları daha savunmasız olabilir ve daha olumsuz sonuçlar yaşayabilmektedir. Ebeveynlerin bu ebeveynlik tarzının potansiyel sonuçlarının farkında olmaları ve iletişim, iş birliği ve karşılıklı saygıya öncelik veren alternatif yaklaşımları göz önünde bulundurmaları önemlidir.

Klinik Psikolog Meryem Karakaya